Anadolu’da hizmet veren bir ajansta çalışıyorsanız, bilirsiniz ki “aile şirketi” diye bir gerçek var. Ve maalesef yine bilirsiniz ki; bu aile şirketlerinden kurumsallaşarak markalaşabilen şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Peki, onca yatırım, bağlılık ve emeğe rağmen böyle önemli bir potansiyelin kullanılamamasının nedenleri nelerdir? Aile şirketleri genellikle neden markalaşamaz? Bu yazımızda, kendi gözlemlerimiz ışığında bu soruların yanıtlarını aradık.

Vizyoner olmak ya da olmamak!

Şirketi yönetenler yeterince vizyoner değilse, maalesef şirketin markalaşma süreci de o kadar zorlu oluyor. Aile şirketlerini yönetenlerin büyük bir kısmını ilk kuşak yani aile şirketini kuranlar oluşturuyor. Bu kısım genelde işlerini yoktan var eden, eski usül ticaret esaslarına göre hareket eden insanlar olduklarından yeniliklere karşı direnç gösteriyorlar. Aile büyüklerinin sözlerinin üzerine fikir beyan edemeyen sonraki kuşaklar ise, doğru olanı yapmak istemekle birlikte bunu dile getiremediklerinden ticaretlerini büyüklerinden öğrendiklerinin çerçevesinde yapıyorlar.

Dünya o kadar hızla değişiyor ve bu değişime ayak uyduramayanlar geride kalıyor. Değişime ayak uydurabilmek içinse vizyonunuzun geniş olması gerekiyor. Markalaşamayan aile şirketlerinin en büyük sorunu ne yapacaklarını, nereye gideceklerini bilmemeleri. Böyle olunca da belirli bir aşamaya kadar geliyor, ondan sonra tıkanıyorlar.

Ne kadar sorumluluk o kadar yetki!

Aile şirketlerinin büyümesinin önündeki bir başka engel ise, aile büyüklerinin ya da şirketi kuranların kontrolü elden bırakmak istememesi. Çoğu sorumluluğu paylaşsa da yetkiyi paylaşmaya yanaşmıyor. Hal böyle olunca da şirketi yönetenlerin elinde çok sorumluluk az yetki oluyor. Kendi başlarına karar alamıyorlar. Her kararda danışmak zorunda kalıyorlar. Bu da onların işe duydukları hevesi kırdığı gibi, ilerleme ve inisiyatif geliştirmelerini engelliyor.

Şirketi kuran kişilerin çoğu çocuklarının şirkette yer almasını istese de, iş yetki verme kısmına geldiğinde ”Ben henüz emekli olmadım” yanıtını veriyor. Yetki vermeyi, emekli olmakla bir tutan aile büyüğüne karşı inisiyatif kullanan sonraki kuşak ise tecrübesiz ya da saygısız olarak görülebiliyor.

Bu başarı senin mi, benim mi, bizim mi?

Aile şirketleri genellikle hızlı büyüyen şirketlerdir. Çünkü çalışanların büyük bir kısmı ilk aşamada aile fertlerinden oluşur. Böyle olunca da işi daha fazla sahiplenirler. Para kazanmak yerine işi iyi yapmaya odaklanırlar. Buraya kadar güzel fakat sonrası bazen sıkıntılı olabilmektedir.

Bu gibi şirketlerde başarı arttıkça sorunlar ortaya çıkar. Şirket büyüdükten ve ismi duyulmaya başladıktan sonra karşımıza “Bu başarının mimarı kim?” sorusu çıkıyor. Eğer bu konuda aile fertleri arasında önceden yapılmış bir anlaşma yoksa herkes başarıdan kendine pay çıkarmaya başlıyor ve egolar karşı karşıya geliyor.

“Bu şirketi bugüne ben getirdim”, “Ben olmasam o işi alamazdık.” gibi cümleler duyulmaya başlanıyor. Başarı sahiplenilmesi kolay ama paylaşımı zor bir kavramdır.

En zorlu rakibiniz abinizin eşi olabilir mi?

Büyüyen şirketlerin bir diğer sorunu da aile içi çekişmelerdir. Bu iç çekişmeler başlarda, şirket henüz para kazanmıyorken olmasa da para kazanılmaya başlandıkça aile fertleri birbirinin yaşamlarını izlemeye, kıskanmaya, eleştirmeye başlayabiliyor. “Onlar ev aldı biz neden almıyoruz?”, “Kardeşin sadece üç gün işe gidiyor ama senden çok kazanıyor.” “Abin eşine yeni araba almış sen neden almıyorsun?”, “Şirket hepimizin değil mi neden onlar daha çok harcıyor?” en çok duyulan sözler haline geliyor. Bu çekişmeler ise zaten zorlu olan iş hayatında tutunmayı daha da zorlaştırdığı gibi, aile bağlarını da zedeliyor.

Markalaştırabildiklerimizden olmaya ne dersiniz?

Aile şirketleri ülkemiz ekonomisi için oldukça önemli. Kurumsal bir marka olma yoluna girmeleri ve bu yolda ciddi adımlar atmaları ise kendi geleceklerini garantileme açısından yadsınamaz bir gerçek. İkies Pr olarak, şirketinizin kurumsal bir marka olması ve doğru kitleye doğru adımlarla ulaşma sürecinde yanınızda oluyoruz. Yaratıcı ve işinde uzmanlaşmış ekibimizle değişen çağa uyum sağlamak, fırsatları yakalamak ve iz bırakmak isteyen markalar için çalışıyoruz.

Eğer siz de marka olma yolunda ilerlerken ne yaptığını bilen profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyarsanız bizi arayın, markalaşmanın tadına birlikte varalım.